"Mübadil Aile Öyküleri-3" Fotoğraf Sergisine katıldım

"Aile Öyküleri ile Kuşadası Mübadil Kuşaklar Fotoğraf Sergisi" açılışı bu gün saat 18:00'de Kuşadası Belediyesi İbramaki Sanat Galerisi'nde yapıldı.

Açılışa Katılan Kuşadalılar

 Kuşadası Kaymakamı Muammer Aksoy, Belediye Bşk. Yardımcıları Muzzaffer Eryiğit, Tufan Asrav, Ayşe Şerifoğlu ile meclis üyeleri Hakan Turan, Nurettin Öztürk, Ferah Sürekçi  ve Kuşadası Müftüsü  Vehbi Akşit, Giritliler Federasyonu Bşk. Yunus Çengel, Belediye Bşk. Özer Kayalı'nın eşi Nil Kayalı da hazır bulunduğu açılışa, Kuşadalılar yoğun ilgi gösterdiler.

Kuşadası Selanik Mübadilleri; Rumeli Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği Bşk. Ahmet Altunsoy açılışta yaptığı konuşmada "Bu yıl Mübadele'nin 95. Yıldönümü Anma Etkinlikleri kapsamında, 3. sergilerini" açtıklarını belirterek, "amacımız, yaşanan acıları unutmadan ama bunların bir daha yaşanmaması için değerlendirmeler yapıp, dersler çıkararak "bilinç ve tavır" geliştirmektir. İşte burada sergilenen 9 Mübadil Aile Öyküsü ve diğer mübadil kuşaklar fotoğrafları ile yaşadığımız Kuşadası'nda bizler bu yönde bir adım atmış oluyoruz. Dileğimiz, daha çok gençlerimizin bu çabaya ortak olmalarıdır" dedi. Altunsoy, burada sergilenen albümlerin,kalıcı olarak, Kuşadası'nda  açılacak olan Mübadele Evi-Müzesi'nde yer alacağını belirtti.

Kaymakam Muammer Aksoy

Kuşadası Kaymakamı Muammer Aksöy yaptığı konuşmada "Serginin çok anlamlı bulduğunu" belirterek, kendi ailesinin de bir yanıyla balkanlardan geldiğini; mübadele ile büyük bir nüfus hareketinin söz konusu olmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyetinin bu sorunun hallinde başarılı olduğunu belirtti. Kaymakam Aksoy, "sosyal dayanışma ve bilinç ile hem toplumda hem de ülkede huzur ve barış ortamına da katkı olacağını" söyledi. Hazırlanmakta olan turizm-kültür güzergahı üzerinde yer alacak Mübadele Evinin bu yönüyle şehre katkı olacağını vurguladı.

Sergi açılışına katılanlardan Kuşadası Müftüsü Vehbi Akşit  "kendi ailesinin de mübadil kökenli olduğunu" belirtti ve  aile büyüklerinin Sakarya'ya iskan edildiklerini; ailesinin halen mübadelede verilen arazileri işlediğini söyledi.

Daha, sonra aile öykülerinin yer aldığı tabloların başında, iligili kişinin "aile büyüklerinin yaşadağı mübadele süreci hakkındaki kısa açıklayıcı bilgiler eşliğinde sergi gezildi.

Bazı akraba ve tanıdıklarının, hiç görmedikleri eski ilginç fotoğraflarına rastlamak heyecan verici sürpriz oldu.

Kuşadası İbramaki Sanat Galerisi'ndeki sergi, 29 Ocak 2018 tarihine kadar açık kalacak ve mesai saatleri içinde ziyarete edilebilecek.

http://mubadilkusadasi.blogspot.com/2018/01/mubadil-aile-oykuleri-3-fotograf.html

Bir mübadil torunu olduğumu bilen Kuşadası Kaymakamı Sayın Muammer AKSOY bana da konuşmam için söz verdi. 

Sergi açılışına katılanlardan Kuşadası Müftüsü Vehbi Akşit  "kendi ailesinin de mübadil kökenli olduğunu" belirtti ve  aile büyüklerinin Sakarya'ya iskan edildiklerini; ailesinin halen mübadelede verilen arazileri işlediğini söyledi.


(Daha sonra sitemde Hatıralarım bölümünde yer alan Veli Dedemin babamın hafız olmasına verdiği önemi bir mübadil göçmeni olan dedemin hatırasına buraya aktarıyorum)



BİR MUBADİL OLAN MERHUM VELİ AKŞİT DEDEMİN 
HAFIZLIĞA VERDİĞİ ÖNEM

Veli dedem Selanik muhaciriydi. Türkiye'ye geldiklerinde 14-15 yaşlarında imiş. Sakarya'nın Söğütlü ilçesine bağlı Tokmaklıdere köyüne yerleşmişler. Daha sonra dedem babaannem Arife ile evlenmiş. 7 çocukları olmuş. 5 erkek, 2 kız. Babam dördüncü sırada. 

Bu çocuklardan babam Enver Akşit'in elinden tutmuş. Hafızlık için İzmit'in Çınarlı Camii Kur'an kursuna yazdırmış. Babam hafız olmuş. Daha sonra yine bir mübadil kızı Bulgaristan Muhaciri Annem ile Soğucak köyünde köy tutması imam iken evlenmiş. Gel zaman git zaman bizler de büyümüşüz. Artık dedemin elini öpecek yaşa gelmişiz. 

Çocukluğumuzda bayram olunca. alınacak olan ayakkabı, elbisenin heyacını yaşardık. 

Her bayram önce babamın babası olan Veli Dedeme, oradan da annemin babası olan İbrahim dedeme giderdik. 

Bayramda harçlıklar verilirdi. Bizi severlerdi. 

Bayramlarda amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, yeğenler hep bir arada olurduk. 

Hele babaannemin Kurban bayramında soba üzerinde pişirdiği et yemeğinin lezzeti hala damaklarımdadır. 

Babam Enver Akşit anlatıyor:

Babam, küçükken dedem onu İzmit'te hafızlık yapması için Çınarlı Kur'an Kursuna götürüyor. Eti senin kemiği benim misali .... Bu Enver hafız olacak. 

Aradan yıllar geçiyor, babam hafız oluyor tabi... Sonra fahri imamlık, vekil imamlık daha sonra asil kadroya geçiş....

Dedemin gözünde babamın ayrı bir yeri var... Ama belli etmiyor. 

Bir yer müstesna... Bayramlar....

Bir bayram günü, amcalarım var, yeğenler, akrabalar. Veli dedemin odası, bayramda el öpmeye geliyorlar. Dedem oturduğu yerden elini uzatıyor.

Amcalarıma.... gelinlerine.... torunlarına....

Babam geldiğinde ise oturduğu yerden ayağa kalkıyor. Elini öyle öptürüyor...

Başlangıçta fark edilmese de daha sonra amcalarım dedeme soruyorlar..

Baba bu Enver, bizden küçük, Sen o gelince ayağa kalkıp elini öptürüyorsun. Ama biz gelince oturduğun yerde.... Bunu bir türlü anlayamadık. Yoksa Enver'i daha fazla mı seviyorsun?Niye o geldiğinde ayağa kalkıyorsun:

-- Evlatlarım, diyor, benim ayağa kalkmamın sebebi O Kur'an'ı taşıyor. Hafız...

Benim hürmetin onun şahsına değil, taşıdığı Kur'an'a... diyor.

Amcalarım o zaman dedeme olan hürmetleri daha da artıyor.

O zamanlar okumak deyince İslami ilimleri okumak, hafız olmak anlaşılıyor. 

Babam, sık sık der, Allah anamdan babamdan razı olsun. Beni okutmasalardı ben bu nimetlere sahip olmazdım diye....

O yüzden hafızlık çok önemli....Ve zor...

İlahiyat tahsili yapan, Diyanet'te mesleğini sürdürmek isteyenin mutlaka hafız olması lazım diye düşünüyorum.

Ben de Babamın duasıyla diyorum ki: "Allah anamdan babamdan razı olsun ki, beni okuttular, şu anda imamlık, vaizlik, müdürlük, müftülük gibi görevleri yapıyorum. Yurt dışına gittim Belçika'da beş sene kaldım. Hacca, umreye gittim. Bütün bunların sebebi okumaktır. 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çalışmak çok önemli ve onurlu bir görevdir. Çalışırsanız, mesleğinizde ilerlerseniz bütün kapılar açılır, yürür ve gidersiniz. Siz yeter ki çalışın, çaba gösterin. Allah yardımcınız olur. 

Allah var gam yok.