• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/vehbiaksit
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=5321561576
  • https://www.twitter.com/vehbiaksit
  • https://www.instagram.com/vehbiaksit
  • https://www.youtube.com/channel/UC5S_skAvSgjSjx7-XW1KjAw
VEHBİ AKŞİT

Vehbi Akşit Çekmeköy Müftüsü

Kategoriler
Site Haritası
ŞİFÂ-İ ŞERİF DERSLERİ




Saat
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.184532.3134
Euro34.583334.7219
Aile Hayatı

Fransızca Site

İngilizce Öğreniyorum
Kaleiçi Camii sanal tur
Adım Adım Hac
İbrahim Halveti
ibrahim halveti
Vav ve Elif

Şevval ayında 6 gün oruç tutmak

Ramazan ayından sonra Kameri aylardan Şevval ayı gelir. Şimdi bizler Şevval ayı içindeyiz. Şevval ayı Ramazan bayramıyla başlayan bir aydır. Bu ayda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hiç terk etmediği altı gün oruç vardır.

Hz. Eyyüb el-Ensarî’den rivayetle Peygamber (s.a.s.) Efendimiz:

  "Bir kimse Ramazan ayı orucunu tutar ve ona ilaveten Şevval ayında altı gün oruç tutarsa bütün bir seneyi oruçla geçirmiş gibi olur" buyurmuştur.[1]

Bu hadis, Ramazan-ı Şerif ayından sonraki Şevval ayında altı gün oruç tutmayı teşvik etmektedir. Böylece, bir yıllık oruç tutmanın sevabı vaad edilmektedir. Bunu her sene böyle yapan da ömür boyu oruç tutmuş gibi olur. Ramazan orucundan sonra Şevval ayında da altı gün oruç tutmakla, bütün sene oruç tutmuş gibi mükafat verilmesi, yapılan ibadetler ve taatler on misli katlandığı içindir. Çünkü Cenab-ı Hak:

“Her kim hayırlı bir işle gelirse, kendisine, onun on misli sevab vardır.”[2] buyurmaktadır. Öyle ise tutulan oruç on ay yerine geçer. Altı günün on misli de altmış gün yani iki ay olur, ikisini toplarsak, hepsi 360 (üç yüz altmış) eder. Ki, miladi-şemsi takvime göre sene 365 gündür. Yani bu müslüman, 365 günün 360’ını oruç tutmuş olarak geçirecek. Niye 365 değil de 360 denilirse, cevabı şudur: Çünkü bu beş gün bayram günleridir. Bir gün Ramazan, diğer dört gün de Kurban Bayramıdır. Bu beş günde oruç tutmak haramdır. Yüce Allah’ın katında her şey bir ölçüye göredir.

Demek oluyor ki, Ramazan ayında orucunu tutup, Şevval ayında da altı gün oruç tutan bir müslüman senenin tamamında oruç tutmuş sayılacaktır. Bu orucun meşru kılınmasındaki sır şudur: Ramazan ayının peşindeki oruç, farz namazların peşinden kılınan sünnet namazları gibidir. Nasıl ki bu sünnetler, farzlardan olması muhtemel kusurları telâfi ediyorsa, Şevval ayında tutulan oruç da Ramazan orucunda bulunması muhtemel kusurları telâfi eder. Ayrıca oruç ibadetinden usanılmadığı da ifade edilmiş olur.

Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Zira Sevgili Peygamberimiz bu günler de hem oruç tutmuşlar ve hem de tutulmasını tavsiye etmişlerdir. Bu oruçların bayramın hemen arkasından peş peşe tutulması daha faziletli olmakla birlikte ay içerisinde aralıklı tutmak da mümkündür. Kaza ve adak oruçlarının bugünlerde tutulmasıyla da aynı sevap elde edilir.[3]

İçinde bulunduğumuz Şevval ayında mutlaka bu orucu tutmaya gayret gösterelim. Bu oruç, bizler için bir müjdedir. Bu fırsatı kaçırmayalım ve iyi değerlendirelim.


[1] Müslim, Sıyâm 204, (1164); Tirmizi, Savm 53, (759); Ebu Dâvud, Savm 58, (2432)

[2] En’am,6 /160.

[3] İlmihal, İman ve İbadetler, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi Yayınları, İstanbul, 1998, c.1, s.386.

 


ŞEVVAL AYI İLE İLGİLİ DİĞER YAZILAR


Şevval Ayı Orucu

“Kim Ramazan orucunu tutar ve Şevval’den de ona altı gün daha eklerse bütün seneyi oruç tutmuş gibi olur”. (Müslim ve Tirmizî)

Ancak bu hadisi şerifin hem sıhhatinde hem de nasıl uygulanacağı konusunda farklı değerlendirmeler vardır. Hadisin Hz. Peygamber’in sözü değil, sahabe sözü (mevkûf hadis) olduğunu söyleyenler bulunduğu gibi, (ki, Ahmed b. Hanbel bu kanaattedir), senedinin sahih olmadığını söyleyenler de vardır. (Bkz. İbn Recep el-Hanbelî, Latâifu’l-ma’ârif, s. 389) Hadisi şerifteki bu tereddütlü durumdan ötürü İmam Sevrî, Ebu Hanîfe ve İmam Ebu Yusuf bu orucun mekruh olduğu kanaatindedirler. İmam Malik de böyle düşünür ve fıkıh ve hadis ehlinden bu orucu tutan hiç kimseyi görmediğini söylermiş. Ama kendisinin kimseye sezdirmeden bu orucu tuttuğu da söylenir. Mutlaka tutulması gereken bir oruç olduğu zannedilmesin diye böyle yaparmış. (Bkz. İbn Recep, age. s.390) Ama alimlerin çoğu bu hadisi şerifi böyle bağlayıcı olmayan bir konuda amel etmeye elverişli görmüşler ve bu orucu tutmanın müstehap olduğu kanaatine varmışlardır.

Bu bilgilerden çıkan sonuç şudur: Şevval’de tutulan altı gün orucunun, Ramazan’ın hemen peşinden ve Ramazana denk bir değerde tutulması bazı alimlere göre mekruhtur. Çünkü bu uygulamada bu orucun Ramazan orucuna benzetilmesi anlamı vardır. Oysa Ramazan orucu bununla kıyaslanamayacak kadar önemlidir. Ama meseleyi bilen insanların Şevval ayında altı gün oruç tutmaları müstehaptır. Çünkü bu haberden en azından böyle bir anlam çıkar.

Nasıl tutulacağına gelince, bazıların göre hemen Ramazanın peşinden tutulması daha güzeldir, çünkü zayıf da olsa yukarıdaki hadis bir başka rivayette: “Kim hemen bayramın ardından altı gün oruç tutarsa…” diye nakledilmiştir. (Agk.)

Bazıları da bu orucu anlatan hadiste bir ayırım sözkonusu olmadığına göre, Şevval içerisinde tutulduktan sonra nasıl tutulursa tutulsun farketmez kanaatindedirler.

Bazıları da Ramazanın devamı sanılmasın diye aralıklarla tutulmasının daha evla olduğu görüşündedirler. (Bkz. İbn Recep, age. s.390 vd.) Bunlardan çıkan sonuç da şudur:

Müstehap olan bu altı gün orucunu tutmak isteyenler bunu peşpeşe tutabilecekleri gibi aralıklarla da tutabilirler. Bunların birini diğerine üstün kılacak dini bir delil yoktur.

Kadınların borçlarına gelince: Meseleyi şöyle anlayanlar vardır: “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevvalden de altı gün eklerse…” dendiğine bakılırsa, Ramazan tamamlanacak ve ayrıca Şevval’den ona altı gün eklenecektir. Öyleyse kadınlar eğer varsa Ramazan’da tutamadıkları oruçlarını kaza edecekler sonra altı gün daha tutmuş olacaklar ki, Ramazanı tamamlamış ve ona Şevval’den eklemiş olsunlar. Mesele elbette böyle anlaşılabilir. Ama bize göre şöyle de anlaşılabilir:

Ramazan orucu farzdır ve asıl tutulması gereken oruç budur. Başka hiçbir oruç buna denk görülmemeli ve denkmiş gibi tutulmamalıdır. Ancak Ramazan orucunun insanları fazla yormaması ve en rahat tutulabilmesi için dinin sahibi bizi teşvik ederek Recep ayından oruca alıştırmaya başlar. Şaban’da oruç biraz daha çoğalır, böylece Ramazana birden ve aniden girilmemiş, hazırlıklı ve alışmış olarak girilmiş olur. Ramazan bitince de oruç yine birden bırakılmış böylece beslenme alışkanlıkları keskin zikzaklarla değiştirilmiş olmaz. Belli aralıklarla bir altı gün daha tutularak, hem ameller bire on karşılık göreceği için sevap katlanmış, hem de sağlığın korunmasına dikkat edilmiş olur. Bunun bir hikmeti bu olsa gerektir. İkinci bir hikmeti de kadınların Ramazan’da tutamadıkları oruçlarının vakit kaybetmeden hemen Ramazanın ardından tutulmasına teşvik edilmiş ve bu oruçta kadın erkek ayrılmadan erkeklerin de tutmaları, böylece kadınlara destek olmaları sağlanmış olur. Şevval’in altı gün orucunun eğer böyle bir hikmeti varsa o zaman bu orucu peş peşe tutmak yerine, önce daha az, sonra daha fazla aralıklarla tutmak daha uygun olmalıdır. Tıpkı arabayla bir tünele girerken gözleri alıştırmak için önce ışığın yavaş yavaş azaltılması, çıkarken de yavaş yavaş çoğaltılması gibi.

Yine böyle bir hikmetin varolduğunu kabul ettiğimizde, kadınlar Ramazan’da tutamadıkları oruçlarını Şevval’de kaza ederlerse, hem borçlarını ödemiş, hem de şevval’de altı gün oruç tutmuş olurlar diyebiliriz. Bütün bunlar birer anlama çabasından ibarettir. Altı gün orucu hakkında söylenecek son ve kesin söz ise şudur:

Ramazan’dan sonra, Şevval ayı içerisinde altı gün oruç tutmak müstehaptır. Bu orucu Ramazana denk gibi görmek ve bu özenle tutmak uygun değildir. Peşpeşe, ya da aralıklarla tutulması konusunda dini bir tercih sebebi yoktur. Kaza borcu olanın öncelikle kazasını tutması uygundur. Ama kazasını bu aya denk getiren de Şevval’de altı gün oruç tutmuş olur. Kadınlar da Ramazan’da tutamadıkları orucu bu ayda tutup altı günlere sayabilirler. Çünkü bu orucun müstakil bir oruç olmama ihtimali vardır ve bu ihtimale göre önemli olan bu ayda altı gün oruç tutmaktır. Zaten altı gün olmasının bir hikmeti de normal bir adetin altı gün olmasıdır. Ama kazalarını tutup, ayrıca altı gün daha tutmalarında da bir sakınca yoktur. Çünkü bu orucun müstakil bir oruç olma ihtimali de olabilir. Bütün bu tercihlerden birini seçmek insanların kendisine bırakılmıştır. Allahü alem.

Prof.Dr.Faruk BEŞER

 



8965 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
30 Cüz ve Mesajlar
Ses Gazetesi Yazılarım
Hadislerle İslam
Günlük Program
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam55
Toplam Ziyaret3620380

Uymazsan Trafige

Dini Bilgiler
Google Translate
Her Güne Bir Ayet ve Hadis

Siyer Araştırmaları Merkezi



İslam Ansiklopedisi
Hava Durumu
Diyanet Namaz Sitesi
Diyanet PDF
Kuran Elif Bası