• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/vehbiaksit
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=5321561576
  • https://www.twitter.com/vehbiaksit
  • https://www.instagram.com/vehbiaksit
  • https://www.youtube.com/channel/UC5S_skAvSgjSjx7-XW1KjAw
VEHBİ AKŞİT

Vehbi Akşit Çekmeköy Müftüsü

Kategoriler
Site Haritası
ŞİFÂ-İ ŞERİF DERSLERİ




Saat
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Aile Hayatı

Fransızca Site

İngilizce Öğreniyorum
Kaleiçi Camii sanal tur
Adım Adım Hac
İbrahim Halveti
ibrahim halveti
Vav ve Elif

Amel Defteri ve Karne



Amel Defteri:
İnsanların dünyada benimsedikleri inançlar ile yaptıkları amellerin kayıtlı bulunduğu ve ahirette kendilerine verileceği bildirilen defter (kitap) veya mahşerde hesabın görülmesinden sonra sahibinin durumunu açıklayan belgedir.[1]

Karne: Her dersten öğrencilerin aldıkları not durumlarını gösterir belge. Lazım olduğu zaman koparılarak kullanılan küçük belge. Memurların tedavi oldukları zaman, yapılan işlemin kaydedildiği belge, sağlık karnesi gibi.[2]
Kur’an’da, kitap ve suhuf adıyla zikredilen amel defterine kitabu’l-a’mal, sahifetu’l-a’mal da denir. Kur’an’da insanın dünyada yaptığı amellerin kıyamet günü açılmış bir kitapta kendisine gösterileceği ve herkesten kendi kitabını okumasının isteneceği belirtilmektedir.[3]
Kiramen Katibin, hafaza, rakib, atıd adlarıyla anılan meleklerin yazıp kaydettiği[4] bu kitap insanın, hak-batıl, yalan-doğru, hayır-şer, iyi-kötü bütün inanç, düşünce, söz ve davranışlarını kapsayacaktır.[5]
Her yıl eğitim ve öğretime başlayan öğrencilere birinci ve ikinci dönemin sonunda, aldıkları not durumlarını, başarılı-başarısız olduklarını gösteren karne verilmektedir. Öğrenci velileri, anne ve babaları çocukların aldıkları karnelere bakarak derslerinde başarılı olup olmadığını anlar.
Amel defterleri, okuma-yazma bilmese dahi Allah’ın vereceği bir yetenekle herkes tarafından okunabilecektir. Amel defterleri cennetliklere sağdan, cehennemliklere soldan veya arkadan verilecektir. Defteri sağdan verilenler Kur’an’da ashabu’l-yemin, soldan ve arkadan verilenler ashabu’ş-şimal diye anılır.[6] Defterin sağ taraftan verilmesi bir müjde, soldan veya arkadan verilmesi ise bir azap işareti olacaktır.
Dünyada ise amel defteri olarak düşünebileceğimiz karneler, öğrencilere yılda iki defa verilmektedir. Karne verilirken  sağdan, soldan veya arkadan verilmemekle beraber, karneyi alanlar, ders notlarını gördükleri zaman bunun iyiye veya kötüye işaret olup olmadığı gayet iyi anlamaktadırlar.
Kur’an-ı Kerim’de, insanın dünya hayatındaki didinmeleri sona erip Rabbine kavuştuğunda şayet kitabı sağ eline verilenlerden ise hesabının kolay olacağı ve mutlu bir hayatı hak edeceği, kitabı arkadan verilenlerden ise alevli ateşe atılacağı bildirilmiştir.[7]
Karne verilirken kimi öğrencilerin yüzleri gülmekte, başarılarını süsleyen teşekkür veya takdir belgesi ile sevincini yaşarken, zayıfı olan öğrenciler ise üzüntülü ve mahcup bir halde olmaktadırlar.
Amel defterini sağdan alan “yüzleri parlak zümre” sevinip umduğuna kavuşacak, soldan alan “bedbaht zümre” ise başına gelecek felaketi anlayarak yok olmayı isteyecektir.[8]
Evet, ahirette bizlere verilecek olan amel defterine benzer bir belgeyi çocuklarımız bizlere yılda iki defa getirmektedir. O karneye bakarken acaba basit bir belge olarak mı bakıyoruz. Yoksa ahirette bizlere de sağımızdan, solumuzdan veya arkamızdan  verilecek olan amel defteri ile bir bağlantı kurabiliyor muyuz?
Bugün derslerinde zayıf alan bir oğlumuzu, kızımızı azarlarken, derslerine çalışmadığı, oyuna dalıp derslerini ihmal ettiği için, ödevlerini yapmadığı için azarlarken; karneye bakıp da kızarken acaba aklımıza şunlar gelmiyor mu?
“Bir gün bu karne gibi bana da bir karne, amel kitabı, defteri verilecek. Yapmış olduğum her şeyin yazılı olduğu, kayıtlı olduğu bir amel defteri... Büyük-küçük ne varsa, ne yaptım ise her şeyin, zerre miktarına kadar iyilik veya kötülüğün yazılı olduğu bir amel defteri... Ben çocuğumu zayıf aldı diye azarlarken, derslerine çalışmadı diye kızarken, Allah Teala da “Kulum! Sana o kadar nimet verdim. Mal, mülk, evlat, servet verdim. Niçin bana kulluk etmedin? Ben sana beş vakit kılmayı emrettim. Sen ise günde beş defa okunan ezanlara kulak vermedin, derse ben ne cevap veririm? Beni azarlayıp, cehennemine koyarsa ben ne yaparım?”
Çocuğumuzun karnesine bakarken, biraz da ahireti, hesabı, mizanı, sırat köprüsünü, mahşeri düşünelim. Bakın o zaman ruhen ve bedenen kendinizi nasıl daha rahat hissedeceksiniz? Daha evvel, alelade bir belge olarak baktığınız, iyi olduğu zaman, teşekkür aldığı, takdir aldığı zaman sevindiğiniz, öğündüğünüz o karne size çok şeyler anlatacaktır. Çocuğunuz kötü bir karne getirdiği zaman bile, Allah Teala’nın eşsiz merhametini düşünerek, acıyarak çocuğunuza güzel tavsiyelerde bulunacaksınız. Halbuki bu tavsiyelerin öncelikle kendinize lazım olduğunu asla unutmayacaksınız. Böylece daha amel defteri açılmadan, kendinize gerekli olan dersi alacak, hayatınıza bir çeki düzen vereceksiniz.
Karneye bakarken, amel defterinizde yazılı olan şeyleri görecek ve gayr-i ihtiyari olarak “Ben yapmadım...” diyeceksiniz. Fussilet suresinde; kulakların, gözlerin ve derilerin[9], Yasin suresinde de kıyamet günü ağızların mühürlenip ellerin ve ayakların insanın işlediği fiiller şahitlik yapacağını bildirmesi[10] amel defteriyle ilgili olarak Allah Teala’nın kıyamet sahnelerinden bizi haberdar ettiğini göstermektedir.
 Bizleri bu dünyaya hangimizin daha iyi iş yapacağını, hangimizin daha iyi bir kul olacağını tesbit için ölümü ve hayatı yaratan Allah (C.C.)[11], bizlerin karnesini, amel defterini görevlendirdiği melekler tarafından yazdırmaktadır.
Kur’an’da zikredilen kitap ve suhufun insan ömrünün muhasebesinin yazılı bulunduğu defter anlamını ifade ettiği gibi, bir çok müfessir tarafından da kişinin hesabının görüldüğünü bildiren bir belge anlamına gelebileceği belirtilmiştir. Ehl-i sünnet alimleri amel defterlerinin bilinemeyeceği, bu dünyadaki defterlere de benzetilemeyeceği görüşündedirler.
Teşbihte hata olmaz, derler. Bir nebze de olsa, dünyadan misal getirerek, ahireti hatırlayabildiysek ne mutlu...
Artık karnelere bir başka gözle bakarız inşaallah...
 

[1] Ahmet Saim KILAVUZ, İslam’da İnanç İbadet ve Günlük Yaşayış Ansiklopedisi, “Amel Defteri” maddesi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, ,İstanbul, 1997, c.1, s.131-132. 

[2] A. Salih ERÜZ, Türkçe Sözlük, Şamil Yayınları, İstanbul, 1983, s.528.

[3] İsra, 17/ 13-14.

[4] Enbiya, 21/94; Kaf, 50/18; Zuhruf, 43/80.

[5] Kehf, 18/43.                           

[6] Hakka, 69/19, 25; İnşikak, 84/7, 10.

[7] İnşikak, 84/6-13.

[8] Hakka, 69/18-26; İnşikak, 84/6-12.

[9] Fussilet, 41/20.
10 Yasin 36/65
11 Mülk 67/2

http://www.islamividyolar.com/audios/883/amel-defteri-ve-karne.html


AMEL DEFTERİ VE KARNE

(Aydın Gökçe Hoca'nın düzenlemesi ayetlerin arapça metnini ilave ederek yaptığı düzenleme-Kendisine ayrıca teşekkür ediyorum)

 

AYET : İNFİTAR SURESİ – 11/12. AYETLER

 

 

كِرَاماًكَاتِبِينَ:يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُونَ:

 

            MEALİ :

                                               

     “Değerli yazıcılar var, Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler.”  (İNFİTAR SURESİ – 11/12. AYETLER)

 

     AMEL DEFTERİ: İnsanların dünyada benimsedikleri inançlar ile yaptıkları amellerin kayıtlı bulunduğu ve ahirette kendilerine verileceği bildirilen defter (kitap) veya mahşerde hesabın görülmesinden sonra sahibinin durumunu açıklayan belgedir.

     KARNE: Her dersten öğrencilerin aldıkları not durumlarını gösterir belge. Lazım olduğu zaman koparılarak kullanılan küçük belge. Memurların tedavi oldukları zaman, yapılan işlemin kaydedildiği belge, sağlık karnesi gibi.

     Kur’an’da, kitap ve suhuf adıyla zikredilen amel defterine KİTABU’L-A’MAL, SAHİFETU’L-A’MAL da denir. Kur’an’da insanın dünyada yaptığı amellerin kıyamet günü açılmış bir kitapta kendisine gösterileceği ve herkesten kendi kitabını okumasının isteneceği belirtilmektedir:

 

وَكُلَّ إِنسَانٍ أَلْزَمْنَاهُ طَآئِرَهُ فِي عُنُقِهِ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ كِتَاباً يَلْقَاهُ مَنشُوراً:اقْرَأْ كَتَابَكَ كَفَى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَسِيباً:

 

     “Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.”  (İSRA SURESİ – 13/14. AYETLER)

     Kiramen Kâtibin, hafaza, rakib, atıd adlarıyla anılan meleklerin yazıp kaydettiği:

 

فَمَن يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِسَعْيِهِ وَإِنَّا لَهُ كَاتِبُونَ:

 

     “Bu durumda her kim mümin olarak iyi davranışlar yaparsa onun çabasını görmezlikten gelmek olmaz. Zira biz onu yazmaktayız.”(ENBİYA SURESİ – 94. AYET)  

     Bu kitap insanın, hak-batıl, yalan-doğru, hayır-şer, iyi-kötü bütün inanç, düşünce, söz ve davranışlarını kapsayacaktır:

 

وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِراً وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَداً:

 

     “Kitap ortaya konmuştur: Suçluların, onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. “Vay halimize!” derler, “bu nasıl kitapmış! Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın (yaptıklarımızın) hepsini sayıp dökmüş!” Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.”  (KEHF SURESİ – 49. AYET)

     Her yıl eğitim ve öğretime başlayan öğrencilere birinci ve ikinci dönemin sonunda, aldıkları not durumlarını, başarılı-başarısız olduklarını gösteren karne verilmektedir. Öğrenci velileri, anne ve babaları çocukların aldıkları karnelere bakarak derslerinde başarılı olup olmadığını anlar.

     Amel defterleri, okuma-yazma bilmese dahi Allah’ın vereceği bir yetenekle herkes tarafından okunabilecektir. Amel defterleri cennetliklere sağdan, cehennemliklere soldan veya arkadan verilecektir. Defteri sağdan verilenler Kur’an’da ASHABU’L-YEMİN, soldan ve arkadan verilenler ASHABU’Ş-ŞİMAL diye anılır:

 

فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ فَيَقُولُ هَاؤُمُ اقْرَؤُوا كِتَابِيهْ:إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَاقٍ حِسَابِيهْ:فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ:فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ:كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئاً بِمَا أَسْلَفْتُمْ فِي الْأَيَّامِ الْخَالِيَةِ:وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيهْ:

 

     “Kitabı sağ tarafından verilen: “Alın, kitabımı okuyun” der. “Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum. Artık o, hoşnut kalacağı bir hayat içindedir, Yüce bir cennette, Meyveleri sarkmış halde. (Onlara denir ki:) “Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, afiyetle yiyin, için.” Kitabı sol tarafından verilene gelince, der ki: “Keşke, bana kitabım verilmeseydi!”

(HAKKA SURESİ – 19/25. AYETLER)

     Defterin sağ taraftan verilmesi bir müjde, soldan veya arkadan verilmesi ise bir azap işareti olacaktır.

     Dünyada ise amel defteri olarak düşünebileceğimiz karneler, öğrencilere yılda iki defa verilmektedir. Karne verilirken  sağdan, soldan veya arkadan verilmemekle beraber, karneyi alanlar, ders notlarını gördükleri zaman bunun iyiye veya kötüye işaret olup olmadığı gayet iyi anlamaktadırlar.

     Kur’an-ı Kerim’de, insanın dünya hayatındaki didinmeleri sona erip Rabbine kavuştuğunda şayet kitabı sağ eline verilenlerden ise hesabının kolay olacağı ve mutlu bir hayatı hak edeceği, kitabı arkadan verilenlerden ise alevli ateşe atılacağı bildirilmiştir:

 

يَا أَيُّهَاالْإِنسَانُ إِنَّكَ كَادِحٌ إِلَى رَبِّكَ كَدْحاً فَمُلَاقِيهِ:فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ:فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَاباً يَسِيراً:وَيَنقَلِبُ إِلَى أَهْلِهِ مَسْرُوراً:وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ وَرَاء ظَهْرِهِ:فَسَوْفَ يَدْعُو ثُبُوراً:وَيَصْلَى سَعِيراً:إِنَّهُ كَانَ فِي أَهْلِهِ مَسْرُوراً:

 

     “Ey insan! Şüphe yok ki sen Rabbine karşı çaba üstüne çaba göstermektesin; sonunda O'na varacaksın. Kimin kitabı sağından verilirse, Kolay bir hesapla hesaba çekilecek Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir. Kimin de kitabı arkasından verilirse, derhal yok olmayı isteyecek ve alevli ateşe girecektir. Zira o, (dünyada) ailesi içinde (mal-mülk sebebiyle) şımarmıştı.”  (İNŞİKAK SURESİ – 6/13. AYETLER)

     Karne verilirken kimi öğrencilerin yüzleri gülmekte, başarılarını süsleyen teşekkür veya takdir belgesi ile sevincini yaşarken, zayıfı olan öğrenciler ise üzüntülü ve mahcup bir halde olmaktadırlar.

     Amel defterini sağdan alan “yüzleri parlak zümre” sevinip umduğuna kavuşacak, soldan alan “bedbaht zümre” ise başına gelecek felaketi anlayarak yok olmayı isteyecektir:

 

يَوْمَئِذٍ تُعْرَضُونَ لَا تَخْفَى مِنكُمْ خَافِيَةٌ:فَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِيَمِينِهِ فَيَقُولُ هَاؤُمُ اقْرَؤُوا كِتَابِيهْ:إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَاقٍ حِسَابِيهْ:فَهُوَ فِي عِيشَةٍ رَّاضِيَةٍ:فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٍ:قُطُوفُهَا دَانِيَةٌ:كُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِيئاً بِمَا أَسْلَفْتُمْ فِي الْأَيَّامِ الْخَالِيَةِ:وَأَمَّا مَنْ أُوتِيَ كِتَابَهُ بِشِمَالِهِ فَيَقُولُ يَا لَيْتَنِي لَمْ أُوتَ كِتَابِيهْ:وَلَمْ أَدْرِ مَا حِسَابِيهْ:

 

     “(Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız; size ait hiçbir sır gizli kalmaz. Kitabı sağ tarafından verilen: “Alın, kitabımı okuyun” der. “Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.” Artık o, hoşnut kalacağı bir hayat içindedir, Yüce bir cennette, Meyveleri sarkmış halde. (Onlara denir ki:) Geçmiş günlerde işlediklerinize (iyi amellerinize) karşılık, afiyetle yiyin, için. Kitabı sol tarafından verilene gelince, der ki: “Keşke, bana kitabım verilmeseydi!” “Şu hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!”  (HAKKA SURESİ – 18/26. AYETLER)

     Evet, ahirette bizlere verilecek olan amel defterine benzer bir belgeyi çocuklarımız bizlere yılda iki defa getirmektedir. O karneye bakarken acaba basit bir belge olarak mı bakıyoruz. Yoksa ahirette bizlere de sağımızdan, solumuzdan veya arkamızdan  verilecek olan amel defteri ile bir bağlantı kurabiliyor muyuz?

     Bugün derslerinde zayıf alan bir oğlumuzu, kızımızı azarlarken, derslerine çalışmadığı, oyuna dalıp derslerini ihmal ettiği için, ödevlerini yapmadığı için azarlarken; karneye bakıp da kızarken acaba aklımıza şunlar gelmiyor mu?

     “Bir gün bu karne gibi bana da bir karne, amel kitabı, defteri verilecek. Yapmış olduğum her şeyin yazılı olduğu, kayıtlı olduğu bir amel defteri... Büyük-küçük ne varsa, ne yaptım ise her şeyin, zerre miktarına kadar iyilik veya kötülüğün yazılı olduğu bir amel defteri... Ben çocuğumu zayıf aldı diye azarlarken, derslerine çalışmadı diye kızarken, Allah Teala da “Kulum! Sana o kadar nimet verdim. Mal, mülk, evlat, servet verdim. Niçin bana kulluk etmedin? Ben sana beş vakit kılmayı emrettim. Sen ise günde beş defa okunan ezanlara kulak vermedin, derse ben ne cevap veririm? Beni azarlayıp, cehennemine koyarsa ben ne yaparım?”

     Çocuğumuzun karnesine bakarken, biraz da ahireti, hesabı, mizanı, sırat köprüsünü, mahşeri düşünelim. Bakın o zaman ruhen ve bedenen kendinizi nasıl daha rahat hissedeceksiniz? Daha evvel, alelade bir belge olarak baktığınız, iyi olduğu zaman, teşekkür aldığı, takdir aldığı zaman sevindiğiniz, öğündüğünüz o karne size çok şeyler anlatacaktır. Çocuğunuz kötü bir karne getirdiği zaman bile, Allah Teala’nın eşsiz merhametini düşünerek, acıyarak çocuğunuza güzel tavsiyelerde bulunacaksınız. Hâlbuki bu tavsiyelerin öncelikle kendinize lazım olduğunu asla unutmayacaksınız. Böylece daha amel defteri açılmadan, kendinize gerekli olan dersi alacak, hayatınıza bir çeki düzen vereceksiniz.

     Karneye bakarken, amel defterinizde yazılı olan şeyleri görecek ve gayr-i ihtiyari olarak “Ben yapmadım...” diyeceksiniz. Fussilet suresinde; kulakların, gözlerin ve derilerin:

 

حَتَّى إِذَا مَا جَاؤُوهَا شَهِدَعَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَأَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ:

 

     “Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.”  (FUSSİLET SURESİ – 20. AYET)

     Yasin suresinde de kıyamet günü ağızların mühürlenip ellerin ve ayakların insanın işlediği fiiller şahitlik yapacağını bildirmesi:

 

الْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلَى أَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَا أَيْدِيهِمْ وَتَشْهَدُ أَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوايَكْسِبُونَ:

 

     “O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.”  (YASİN SURESİ – 65. AYET)

     Amel defteriyle ilgili olarak Allah Teala’nın kıyamet sahnelerinden bizi haberdar ettiğini göstermektedir.

     Bizleri bu dünyaya hangimizin daha iyi iş yapacağını, hangimizin daha iyi bir kul olacağını tespit için ölümü ve hayatı yaratan:

 

الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ:

 

     “O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır.”  (MÜLK SURESİ – 2. AYET)

     Allah, bizlerin karnesini, amel defterini görevlendirdiği melekler tarafından yazdırmaktadır.

     Kur’an’da zikredilen kitap ve suhufun insan ömrünün muhasebesinin yazılı bulunduğu defter anlamını ifade ettiği gibi, birçok müfessir tarafından da kişinin hesabının görüldüğünü bildiren bir belge anlamına gelebileceği belirtilmiştir. Ehl-i sünnet âlimleri amel defterlerinin bilinemeyeceği, bu dünyadaki defterlere de benzetilemeyeceği görüşündedirler.

     Teşbihte hata olmaz, derler. Bir nebze de olsa, dünyadan misal getirerek, ahireti hatırlayabildiysek ne mutlu...

     ­Artık karnelere bir başka gözle bakarız inşallah.

 

KAYNAK : VEHBİ AKŞİT KİŞİSEL WEB SAYFASI

 

www.vehbiaksit.net

Word Belgesi düzenlemesi için tıklayınız

 


Yorumlar - Yorum Yaz
30 Cüz ve Mesajlar
Ses Gazetesi Yazılarım
Hadislerle İslam
Günlük Program
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam96
Toplam Ziyaret3599537

Uymazsan Trafige

Dini Bilgiler
Google Translate
Her Güne Bir Ayet ve Hadis

Siyer Araştırmaları Merkezi



İslam Ansiklopedisi
Hava Durumu
Diyanet Namaz Sitesi
Diyanet PDF
Kuran Elif Bası